2 Şubat 2015 Pazartesi

Mutlu olmanın bi’ milyon yolu


En basitinden bir çiçek bile mutlu eder insanı yada bir taş.Önemli olan nasıl göründüğü değil dünyanın,senin onu nasıl gördüğün..
Mesela sabah kalktığında düşündüklerine( ‘’Bu kadar erken okul-iş olur mu’’ yada ‘’Bugün şunları yapacaktım’’ ) son vermekle başla.Gözlerini açtığın anda aldığın nefesin ve pencerenden içeri süzülen günışığının keyfini sür ve her hücrene kadar yaşadığını hisset.
                                              

Dışarı çıkarken bir kitap fotoğraf makinesi yada uğurlu eşyanı  atıver çantanın içine.Çoğu zaman insan yalnız kalır kalabalıklarda ve hüzün çöker içine.Yalnız kalmaktan hoşlanmadığın zamanlarda etrafında akan dünyayı görüntüle,aç kitabını karakterlerle vakit geçir, onlar her daim seni bekler çünkü oracıkta.Telefonuna yada aslında fasafüso, internetin olmadığında seni terk eden  sosyal hayatına(!) biraz ara ver,bu yaşam keşfedilmeyi bekliyor.
                      

Yolda ilerlerken başını azıcık kaldır ve gökyüzüne bak,sana umudu fısıldasın.Sonsuzluğun önünde akıp gittiğini, herhangi bir ressam ne kadar çabalarsa çabalasın bu mükemmeliyette bir  tabloyu sana sunamayacağını düşün ve gülümse.
                                   

Sevmeyi gururuna yedir önce,elbet birileri de bir yerlerde seni seviyor,sen bilsen de bilmesen de.Sevmekten korkma,dünya aşkla var oldu,unutma.Sevmeye bahane olarak sığınmayı bırak,zararı yok sevmenin..Kalbin dolsun mutlulukla ve unutma sen seviyorsun diye seni sevmek zorunda değil mutluluğun.
                              
 
Kitap oku ama boş vakitlerinde değil,zamanın olduğunda;tüm hücrelerinle kitaba kendini bırakarak.Orada yaşayan karakterlerin hepsinde sen varsın,her biri beyninin içinde bir yerlerde dans edenler..Kitap kapaklarını,hafif tozlu kokularını,renklerini ve sayfaları sevmeyi dene;sen farkına varmadan onlar sana kucak açacaktır..
                        

Kahvenin yudumlarken yada  çayını içerken kokularını da tat,bir ıhlamurun kokusunu nerede özümseyebileceğin belli olmaz bir daha,çekebildiğin kadar çek içine..Şu soğuk günlerde,ellerini eldivenler bile ısıtamazken bir kupaya doladığında parmaklarını gülümse,işte içini ısıtır bu gülümseme.
                          

                         Bir yazı yaz,öyle her şeyi ayarlayarak değil hem.Çantandan çıkardığın buruşmuş bir mendile yada köşesi yırtılmış kağıda,insanlar etrafından akıp giderken,bir parkta dünyanın döndüğünü hissederek karala içinden geçenleri.Şaheser olmasına gerek yok,kendini kendine anlatsan yeterli gelir zaten ruhuna.Beraberinde getirdiği rahatlığa ve iç huzuruna kendini hazırlamayı unutma başlarken..
                              

Bir fotoğraf çek,kocaman gülümsemeni göstererek,olduğun gibi..Sadece anı yakalamak için yada sadece fotoğraf çekmek istediğin için fotoğraf çek.İnsanların mızmızlanmalarını umursama ama fotoğraf çekeyim derken de yaşamayı unutma.
                       

Dostlarında ve ailenle vakit geçir,her daim yanında olup sana sıcaklıklarından ikram edecek insanlara yüz çevirme.Kimsesiz kaldığını hissettiğin anda dost bir el uzanıverir yanına,hiç yoktan bir arkadaşın olmalı hayatta. Ve aileni üzme,onlar ki seni kimsenin düşünemeyeceği kadar düşünüyorlar karşılıksızca,on ve katları yıllarını sana ayırmış insanları kırmaya değer mi kısacık yaşamda?
                                           

Ders çalışırken,işin başından aşkınken,bundan sıkıldığın her anda bunu eğlenceli hale getir yada kalk bir çay koy kısacaJ Renkli postitler,capcanlı kalemler bulundur yanında.Siyah beyaz olmasın ders kitapların senden bir şeyler koy onlara da..Yada işinde başını biraz arkaya yasla,insana yorgunlukta mutluluk verir çoğu zaman.Kaslarını gevşet ,bir yudum çay iç ve renklendirdiğin çalışma masana,çerçevelediğin mutlu ana baktıktan sonra dön işine.
                      

Yastığa başına koyduğun zaman hayaller kur ,onlar kurulmak ve gerçekleştirilmek içindir,tozlu raflarda ölüme terk edilmek için değil,hayal dünyana ehemmiyet ver.
Günün kısa özetini düşün,eğer ki bir önceki günle aynıysa yaptıkların zarardasın;hayatına ‘hayat katmaya’  bak.

                       
Yaşamı sev ama her şeyiyle,yağmuru ,güneşi, yıldızları, karı ve soğuğu sıcağıyla;
İnsanları sev,anket yapmaya çalışanları,köşe başında oturanları,tanıdıkları ve tanımadıklarını,
Ama en çok da;
Kendini sev,gülümsemeni,içi  içine sığmayan onca anını,kalbini,kahkahanı,seni sen yapan her şeyi. Mutlu olmak için bi’ milyon yol var,sen sadece seni mutlu eden şeylerden ve insanlardan vazgeçme,dünya; barışı görürsen barış,savaşı görürsen savaş yeri.Tüm bu karmaşıklık içinde-ki dünya böyle geldi böyle gidiyor-kendini unutma.Hayat bir şeylere kapılıp dalgınlık içinde yaşamak için çok kısa.Ayağa kalk ve silkin.Sen olabilecek en güzel haldesin,sadece bunu kendine inandır.Sen gelmiş geçmiş en mükemmel şeysin,sen ‘’sen’’sin ne daha fazlası ne de daha azı.
Dünya keşfedilmek için seni bekliyor,sen daha kalbini bile hazırlamamışsın,silkin ve kendine gel.
Ama önce kalk ve bir çay demleJ

                                      

17 yorum:

  1. Böyle bir yazı okumaya ihtiyacım varmış sanırım, umudum tazelendi desem yeridir. Yazan ellerine sağlık. ^^

    YanıtlaSil
  2. Ne güzel yazmışsınız. Ne hoş cümleler bunlar böyle insanın içini huzur kaplıyor. Cidden arada böyle cümleler okumaya ihtiyaç duyuyor insan :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim,çok mutlu ettiniz beni:)Aslında mutlu olmak çok kolay,önemli olan nereden bakmamız gerektiği dünyaya^^

      Sil
  3. Çok güzel gerçekten. Uzun zamandır yazmanı bekliyorum. Ne bileyim işte bi sıcaklık var yazılarında. Simdiye kadarki tüm postlarını okudum :)) Gerçekten çok güzeller. Lütfen arayı açma.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bütün postlarımı okudun mu Aman Allahımm didim!*-* bu alabileceğim en güzel iltifat sanırım,çok teşekkür ederim:) (Arayı açmamak adına elimden geleni yapacağım hehe^^)

      Sil
  4. Bunları yerine getirmek için önce insanın kendisiyle barışık olması gerek işte. Bunu başardıktan sonra gerisi gelir zaten. Allah herkese kendini sevecek yürek nasip etsin. ^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Söylediklerinde sonuna kadar haklısın,insan önce kendisiyle barışık olmalı.halbuki çok tuhafız,diğer insanları kolayca affederken kendimizi affetmemiz bi'milyon nefesimizi alıyor:))amin cınım aminnnn:)

      Sil
  5. Blogunuza bayıldımmm :)(:
    Renkler,konu seçimi,fotoğraflar... Emeğinize sağlık :)(:

    http://aycinmutlu.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim,beni çook mutlu ettiniz:)) Hoşgeldiniz,mutluluk getirdiniz^^

      Sil
  6. Süper huzur veren bir yazı olmuş tskler canım bloğunu takibe aldım banada beklerim.Sevgilerle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim çok mutlu ettin beni bu içten yorumunla:) Hoşgeldin mutluluk getirdin:)

      Sil
  7. Bir çantam içinde bir kaç kitap. Şehrin gürültüsünün içinden kurtulmak için kaçtığım sessiz insanların göç topragına ziyaretim.
    Ağaçların yaprak sesi, kuşların kanat çırpışları ve bir yandan kulağıma çalınan mezarı başında yakınına okunan yasinler ve fatihler...
    Mezarlıklar sessiz ve sakin...

    Çantamdan hiç eksik etmediğim bir kaç kitap, köşe yazılarını takip ettiğim insanların yazıları...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kaleminize sağlık,okurken kuş sesleri doluştu içime..

      Sil
  8. Kelimeler insanın içinde uyuyan yanını uyandırıyor. Yazılarınızı okurken içimdeki kelebeklerin ölmüş olduğunu hissettim. Çok dokundu yazilariniz bana.ruhuma dokundu hayal kurmayı bıraktığım için, kalbime dokundu anlatilmayacak kadar derinlere indi. Çok şey anlattı yazilariniz. Biz hayatın kosturmacasında kendimi unutmuşuz. Icinizde ki kelebek uçmaya baslasada nasıl adım atılır düşüncede. Hayat güzel ama yaşayana güzel imkanı olana güzel özgür olana guzel.Yasami hep kaciriyoruz ama bu zaman diliminde oturmaya dinlenmeye zaman bulamiyoruz.cunku kendimiz için birsey yapmıyoruz. Uyanmak lazım harekete geçmek lazım ama öyle bir kesim varki evden çıkmayı sevmiyor evde olmaktan sikilmiyor ama kendi içinde bişey yapmıyor. Zaman hızla geçiyor hergün bir önceki günün aynısı. Sevgilerimle. ...yazilariniz çok güzel.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nasıl yanıtlanır ki bu denli güzel bir kalem,ne denir bu denli güzel cümlelerden sonra..Çok güzel özetlemişsiniz yaşamı unuttuğumuzu.Hepsi önümüze serilmişken ucundan kıyısından yaşayıp gittiğimizi...Silkelemek lazım bazen benliğimizi,kendimizi,neyimiz varsa hepsini..Şimdi,yorumunuzu okurken bir kere daha silkelendim kendime geldim. Ne iyi ettiniz,hoşgeldiniz. Mutlu kalın...

      Sil