En basitinden bir çiçek bile
mutlu eder insanı yada bir taş.Önemli olan nasıl göründüğü değil dünyanın,senin
onu nasıl gördüğün..
Mesela sabah kalktığında düşündüklerine(
‘’Bu kadar erken okul-iş olur mu’’ yada ‘’Bugün şunları yapacaktım’’ ) son
vermekle başla.Gözlerini açtığın anda aldığın nefesin ve pencerenden içeri
süzülen günışığının keyfini sür ve her hücrene kadar yaşadığını hisset.
Dışarı çıkarken bir kitap fotoğraf
makinesi yada uğurlu eşyanı atıver
çantanın içine.Çoğu zaman insan yalnız kalır kalabalıklarda ve hüzün çöker
içine.Yalnız kalmaktan hoşlanmadığın zamanlarda etrafında akan dünyayı görüntüle,aç
kitabını karakterlerle vakit geçir, onlar her daim seni bekler çünkü oracıkta.Telefonuna
yada aslında fasafüso, internetin olmadığında seni terk eden sosyal hayatına(!) biraz ara ver,bu yaşam
keşfedilmeyi bekliyor.
Yolda ilerlerken başını azıcık kaldır
ve gökyüzüne bak,sana umudu fısıldasın.Sonsuzluğun önünde akıp gittiğini,
herhangi bir ressam ne kadar çabalarsa çabalasın bu mükemmeliyette bir tabloyu sana sunamayacağını düşün ve gülümse.
Sevmeyi gururuna yedir önce,elbet
birileri de bir yerlerde seni seviyor,sen bilsen de bilmesen de.Sevmekten
korkma,dünya aşkla var oldu,unutma.Sevmeye bahane olarak sığınmayı bırak,zararı
yok sevmenin..Kalbin dolsun mutlulukla ve unutma sen seviyorsun diye seni
sevmek zorunda değil mutluluğun.
Kitap oku ama boş vakitlerinde
değil,zamanın olduğunda;tüm hücrelerinle kitaba kendini bırakarak.Orada yaşayan
karakterlerin hepsinde sen varsın,her biri beyninin içinde bir yerlerde dans
edenler..Kitap kapaklarını,hafif tozlu kokularını,renklerini ve sayfaları
sevmeyi dene;sen farkına varmadan onlar sana kucak açacaktır..
Kahvenin yudumlarken yada çayını içerken kokularını da tat,bir
ıhlamurun kokusunu nerede özümseyebileceğin belli olmaz bir daha,çekebildiğin
kadar çek içine..Şu soğuk günlerde,ellerini eldivenler bile ısıtamazken bir
kupaya doladığında parmaklarını gülümse,işte içini ısıtır bu gülümseme.
Bir yazı yaz,öyle her
şeyi ayarlayarak değil hem.Çantandan çıkardığın buruşmuş bir mendile yada
köşesi yırtılmış kağıda,insanlar etrafından akıp giderken,bir parkta dünyanın
döndüğünü hissederek karala içinden geçenleri.Şaheser olmasına gerek
yok,kendini kendine anlatsan yeterli gelir zaten ruhuna.Beraberinde getirdiği
rahatlığa ve iç huzuruna kendini hazırlamayı unutma başlarken..
Bir fotoğraf çek,kocaman gülümsemeni
göstererek,olduğun gibi..Sadece anı yakalamak için yada sadece fotoğraf çekmek
istediğin için fotoğraf çek.İnsanların mızmızlanmalarını umursama ama fotoğraf
çekeyim derken de yaşamayı unutma.
Dostlarında ve ailenle vakit
geçir,her daim yanında olup sana sıcaklıklarından ikram edecek insanlara yüz
çevirme.Kimsesiz kaldığını hissettiğin anda dost bir el uzanıverir yanına,hiç
yoktan bir arkadaşın olmalı hayatta. Ve aileni üzme,onlar ki seni kimsenin
düşünemeyeceği kadar düşünüyorlar karşılıksızca,on ve katları yıllarını sana
ayırmış insanları kırmaya değer mi kısacık yaşamda?
Ders çalışırken,işin başından
aşkınken,bundan sıkıldığın her anda bunu eğlenceli hale getir yada kalk bir çay
koy kısacaJ Renkli postitler,capcanlı kalemler
bulundur yanında.Siyah beyaz olmasın ders kitapların senden bir şeyler koy onlara
da..Yada işinde başını biraz arkaya yasla,insana yorgunlukta mutluluk verir
çoğu zaman.Kaslarını gevşet ,bir yudum çay iç ve renklendirdiğin çalışma
masana,çerçevelediğin mutlu ana baktıktan sonra dön işine.
Yastığa
başına koyduğun zaman hayaller kur ,onlar kurulmak ve gerçekleştirilmek içindir,tozlu
raflarda ölüme terk edilmek için değil,hayal dünyana ehemmiyet ver.
Günün
kısa özetini düşün,eğer ki bir önceki günle aynıysa yaptıkların
zarardasın;hayatına ‘hayat katmaya’ bak.
Yaşamı
sev ama her şeyiyle,yağmuru ,güneşi, yıldızları, karı ve soğuğu sıcağıyla;
İnsanları
sev,anket yapmaya çalışanları,köşe başında oturanları,tanıdıkları ve
tanımadıklarını,
Ama
en çok da;
Kendini
sev,gülümsemeni,içi içine sığmayan onca
anını,kalbini,kahkahanı,seni sen yapan her şeyi. Mutlu olmak için bi’ milyon
yol var,sen sadece seni mutlu eden şeylerden ve insanlardan vazgeçme,dünya;
barışı görürsen barış,savaşı görürsen savaş yeri.Tüm bu karmaşıklık içinde-ki
dünya böyle geldi böyle gidiyor-kendini unutma.Hayat bir şeylere kapılıp
dalgınlık içinde yaşamak için çok kısa.Ayağa kalk ve silkin.Sen olabilecek en
güzel haldesin,sadece bunu kendine inandır.Sen gelmiş geçmiş en mükemmel
şeysin,sen ‘’sen’’sin ne daha fazlası ne de daha azı.
Dünya
keşfedilmek için seni bekliyor,sen daha kalbini bile hazırlamamışsın,silkin ve
kendine gel.
Ama
önce kalk ve bir çay demleJ
Böyle bir yazı okumaya ihtiyacım varmış sanırım, umudum tazelendi desem yeridir. Yazan ellerine sağlık. ^^
YanıtlaSilne mutlu bana:)) Beğenmene çok sevindim^^
SilNe güzel yazmışsınız. Ne hoş cümleler bunlar böyle insanın içini huzur kaplıyor. Cidden arada böyle cümleler okumaya ihtiyaç duyuyor insan :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim,çok mutlu ettiniz beni:)Aslında mutlu olmak çok kolay,önemli olan nereden bakmamız gerektiği dünyaya^^
Silteşekkürler:)
YanıtlaSilÇok güzel gerçekten. Uzun zamandır yazmanı bekliyorum. Ne bileyim işte bi sıcaklık var yazılarında. Simdiye kadarki tüm postlarını okudum :)) Gerçekten çok güzeller. Lütfen arayı açma.
YanıtlaSilbütün postlarımı okudun mu Aman Allahımm didim!*-* bu alabileceğim en güzel iltifat sanırım,çok teşekkür ederim:) (Arayı açmamak adına elimden geleni yapacağım hehe^^)
SilBunları yerine getirmek için önce insanın kendisiyle barışık olması gerek işte. Bunu başardıktan sonra gerisi gelir zaten. Allah herkese kendini sevecek yürek nasip etsin. ^^
YanıtlaSilSöylediklerinde sonuna kadar haklısın,insan önce kendisiyle barışık olmalı.halbuki çok tuhafız,diğer insanları kolayca affederken kendimizi affetmemiz bi'milyon nefesimizi alıyor:))amin cınım aminnnn:)
SilBlogunuza bayıldımmm :)(:
YanıtlaSilRenkler,konu seçimi,fotoğraflar... Emeğinize sağlık :)(:
http://aycinmutlu.blogspot.com.tr/
Çok teşekkür ederim,beni çook mutlu ettiniz:)) Hoşgeldiniz,mutluluk getirdiniz^^
SilSüper huzur veren bir yazı olmuş tskler canım bloğunu takibe aldım banada beklerim.Sevgilerle...
YanıtlaSilTeşekkür ederim çok mutlu ettin beni bu içten yorumunla:) Hoşgeldin mutluluk getirdin:)
SilBir çantam içinde bir kaç kitap. Şehrin gürültüsünün içinden kurtulmak için kaçtığım sessiz insanların göç topragına ziyaretim.
YanıtlaSilAğaçların yaprak sesi, kuşların kanat çırpışları ve bir yandan kulağıma çalınan mezarı başında yakınına okunan yasinler ve fatihler...
Mezarlıklar sessiz ve sakin...
Çantamdan hiç eksik etmediğim bir kaç kitap, köşe yazılarını takip ettiğim insanların yazıları...
Kaleminize sağlık,okurken kuş sesleri doluştu içime..
SilKelimeler insanın içinde uyuyan yanını uyandırıyor. Yazılarınızı okurken içimdeki kelebeklerin ölmüş olduğunu hissettim. Çok dokundu yazilariniz bana.ruhuma dokundu hayal kurmayı bıraktığım için, kalbime dokundu anlatilmayacak kadar derinlere indi. Çok şey anlattı yazilariniz. Biz hayatın kosturmacasında kendimi unutmuşuz. Icinizde ki kelebek uçmaya baslasada nasıl adım atılır düşüncede. Hayat güzel ama yaşayana güzel imkanı olana güzel özgür olana guzel.Yasami hep kaciriyoruz ama bu zaman diliminde oturmaya dinlenmeye zaman bulamiyoruz.cunku kendimiz için birsey yapmıyoruz. Uyanmak lazım harekete geçmek lazım ama öyle bir kesim varki evden çıkmayı sevmiyor evde olmaktan sikilmiyor ama kendi içinde bişey yapmıyor. Zaman hızla geçiyor hergün bir önceki günün aynısı. Sevgilerimle. ...yazilariniz çok güzel.
YanıtlaSilNasıl yanıtlanır ki bu denli güzel bir kalem,ne denir bu denli güzel cümlelerden sonra..Çok güzel özetlemişsiniz yaşamı unuttuğumuzu.Hepsi önümüze serilmişken ucundan kıyısından yaşayıp gittiğimizi...Silkelemek lazım bazen benliğimizi,kendimizi,neyimiz varsa hepsini..Şimdi,yorumunuzu okurken bir kere daha silkelendim kendime geldim. Ne iyi ettiniz,hoşgeldiniz. Mutlu kalın...
Sil