25 Eylül 2017 Pazartesi

GÜZ İÇİN BATTANİYE ALTI FİLM ÖNERİLERİ

 Mevsim geçişlerine olan isyanımı bu yazıda da dile döküp hepinizin başını şişirebilirim elbette yada en kısa ve acısız olanından bu münasebetsiz konuyu atlayarak  mevsimi değil ama mevsimin bana sevdirdiklerinden bahsederek hepimizin gününü aydınlatabilirim. Güz dendiği zaman aklıma  ilk gelen şey battaniye altı kitap okumak yada dinmek bilmeyen yağmurlar eşliğinde film izlemek oluyor.. 'Artık soğuk kahve mi içsem sıcak mı,ama kahve dediğin de sıcak olur canım!' ikileminde kalarak kendime işkence etmektense hemen içimi ısıtan kahveyle ellerimi ısıtmak.. Şemsiyemi yanıma almadığım günlerde yağan yağmura içerleyerek eve doğru koşar adım yürümek, tüm hıncımı  yumuşacık battaniyenin altında ısınırken unutmak..
 Konuyu fazla uzatmadan battaniyeye ve yağmurlara çok yakışan, bayıldığım birkaç filmi sizinle paylaşayım dedim, bu aralar izleyecek film bulamayanlara, bulup da emin olamayanlara faydalı olmasını umuyorum:)


A Walk to Remember dönüp dönüp izlediğim oldukça klişelerle dolu bir film.Oldum olası klişelere bayılan bir insanımdır!:D Carter isimli kendini beğenmiş, ne yaptığı belirsiz esas oğlanımızın ceza alması sonucu çekingen ve kendi halindeki Jamie ile tanışmasını konu alan film -başta söylediğim gibi klişelerle dolu:D- 2002 yapım. Romantik, dram türünün en tatlı filmlerinden biri fikrimce. Her izlediğimde duygularım alt üst olsa da kendimi huzurlu hissettiren yapımlardan olduğunu söylemeliyim.


Bir diğer filmimiz Mr. Church..
Bu filme bayılıyorum! Yemekler,kitap, caz.. İnsan daha ne ister bilemiyorum:D Film, bir eve aşçı olarak giren Henry Joseph ile evin küçük kızı Chorlette arasında olan ilişkiyi anlatıyor. Zaman zaman arkadaş, zaman zaman da baba-kız gibi görünen bu ilişkinin geçiş evrelerini, içine kapanık, kitaplardan,yemekten ve cazdan anlayan Mr. Church' ün kendine özgülüğünü seyrediyoruz film boyunca. Mevsime o kadar yakışan bir film ki izleyin demekten başka bir şey düşünemiyorum yazmak için..


Bir diğer önerim kesinlikle Özgürlük Yazarları..
Muazzam bir filmdi, Amerika'da 90'lı yıllarda yapılan ırk ayrımcılığını liseli gençler üzerindeki etkisini ve onları neye sürüklediğini anlatıyor.Gerçek hayattan uyarlanan film olması da abartıya kaçılmayan doğal bir yapım olmasında etkili olmuş tabi.Ortada renk,dil,din ayrımcılığı olduğu müddetçe maalesef bu türde olan filmler de yapılmaya devam edecek. Mutlaka izleyin:)

Biraz aksiyon olsun ne bileyim kovalayalım kovalanalım derseniz dönem filmi olan Müttefik'i önerebilirim. Brad Pitt ve Marion Cotillard'ın filminin kötü olması beklenemezdi zaten ama dönemi o kadar güzel yansıtan bir film olmuş ki.. Aksiyon dram..Her şey olması gerektiği kadardı. Ajan filmlerini seviyorsanız- ki ben bayılırım:D- izleyin derim:)



Masal uyarlamalarını sevenlere iki tane Güzel ve Çirkin uyarlama filmi önereceğim.Birincisi Emma Watson'ın oynadığı 2017 yapım Disney filmi,diğeri ise 2014 yapımı bir Fransız filmi. Orjinaline daha  çok bağlı kalan tabiki Disney uyarlaması olsa da ikisi de çok çok güzeldi.Masal severler eminim ikisine de bayılacaktır:)



Animasyon filmleri bu havalar için birebir.. Canlandırıcı, rahatlatıcı, bir nevi huzur dağıtıcı:) Zootopia son zamanlarda izlediğim animasyonlar arasında en iyisi -ki zaten Oscar ödülü aldı-.Her zaman polis olmak isteyen tavşanımız Judy, çeşit çeşit hayvanların yaşadığı  Zootopia'da hayaline kavuşurken ,burada meydana gelen çeşitli vakalarla ilgilenirken ,konuşkan tilki Nick ile tanışır ve kendini tatlı bir maceranın içinde bulur. Animasyon severlerden izlemeyen kaldı mı bilmiyorum ama izlemeyen herkese tavsiyemdir,çok tatlı bir film:)




Son olarak geçmiş zamanda kitabından bahsettiğim,filminin de yakında çıkacağını duyurduğum Everything Everything'in uyarlamasına kavuştuk! Çok iyi uyarlanmış, sahneleri özenle hazırlanmış bir yapım olduğunu söyleyebilirim öncelikle. Kitabını ne kadar sevdiğimi eski yazılarımı okuyanlar bilir,hayliyle filmini sevmem de kaçınılmazdı.Kitabı bilmeyenler için kısaca konusundan bahsedecek olursam; çoğu şeye alerjik reaksiyonlar gösteren bir hastalığa sahip Madeline 17 yaşına kadar evinden dışarı adım atmamıştır. Dış dünyayla olan bağlantısı  kitap yorumları yazdığı blogu, annesi ve hemşiresi Carla ile sınırlıdır.Ta ki evlerinin yanına yeni komşuları taşınana kadar.Komşusu Olly ile arasında başlayan dostluğu,arkasından gelen aşkı büyük bir keyifle izledim.Hemen hemen Aynı Yıldızın Altında tarzında bir film olduğunu söyleyebilirim lakin replikleri, Madeline'in düşündüğü dünya bu filmi izlenilmeye değer kılıyor.:)

(alıntıdır.)


Son olarak  şimdi okullu olan yada tatilinin sona ermesiyle işine dönen herkese en içten sevgilerimi yolluyorum, her şeyin tadı başka azizim:)Keyifli bir sonbahar geçiriyor olmanız dileğiyle..
 Kendinize iyi bakın,mutlu kalın..







8 yorum:

  1. benim iş yerim çok rahat enredeyse tüm gün internette geziniyorum, bir kez battaniye getiip ofiste yatmışlığım da var :D hem ofisin balkonu ormanımsı bir yere bkıyor tekrarlanabilir bu filmlerle :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keşke hepimizin iş yeri-okulu yeşilliklerle çevrili olsa,ne kadar şanslısınız:) (Ofise battaniye götürme işini aklımda tutacağım:D)

      Sil
  2. Sonbahar etkisini göstermeye başlamışken her gün şükrediyorum...
    Bu en sevdiğim mevsim ve film tavsiyelerin için teşekkürler . :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel ifade etmişsiniz..Naif yorumunuz için ben teşekkür ederim efenim,mutlu kalın:)

      Sil
  3. Önerilerin için teşekkürler. Havaların serinlemesi beni çok rahatlattı diyebilirim; işlerime, kitaplarıma odaklanmam kolaylaştı. Keyifli yani;)
    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şu mevsim geçişi sendromunu atlattığım zaman ben de odaklanabilmeyi umuyorum:)Mutlu kalın:)

      Sil
  4. Tavsiyeler için teşekkürler :P

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rica ederim efenim,yorumunuz için ben teşekkür ederim:)

      Sil