13 Şubat 2017 Pazartesi

Birkaç Kitap Tavsiyesi ve Gecikmiş bir Festival Muhabbeti

   Merhabalar efenim,nasılsınız:) Beni sorarsanız  havalardan halliceyim-burada güneş var rüzgara rağmen,kıskandırmak gibi olmasın:D-Ankara'nın kara kışına,kuru yaprağına,yollarına ayrı ayrı vurgun olsam da güneşten nasibini de o derece az almış bir şehir olduğunu itiraf etmek gerek ,güneşe hasrettik güzel şehirde uzun zamandır,iyi oldu,hücrelerimiz miskinlikten kurtuldu bir nebze de olsa..(Gerçi duyduğum kadarıyla soğuklar yine gelmiş oralara,ben memlekette güneşin enerjisinden biraz daha depolayayım en güzeli:)

Sınavlar bittikten sonra yazmaya niyetlendiğim bu yazı tatilin bitmesine rastlasa da ,buraları çok özlediğimi söyleyerek kendimi affettirmeye çalışayım:)Sınav döneminde iki sezon dizi,Sherlock'un son sezonunu-ki yüreğim bu sezonun son olduğunu duyduktan sonra onu yorumlamaya dayanmayacak,yine ve yine muazzamdı ve fikrimce en iyi sezonu buydu-yedi film,üç kitap,dört tükenmez kalem,altı post-it ve tonlarca kağıt bitirdim.Ne zaman çalıştın dediğinizi duyar gibiyim:D Şu an ben de aynı şeyi düşünüyorum,gerçi bizim sınav dönemi iki aylık bir maratonu kapsadığından ve dikkatimi bir saat için kendime yalvararak toparlayabildiğim için normale yakın sayılır:D...Sürekli ders çalışabilen bir insan hiç olamadım,masanın başında maksimum 1 saat sonra dikkati dağılan,etrafa şiirlerden mısralar yazan,kalemlerini düzenleyen,ajandasını kontrol etmeye başlayan biriyim.Yalnız yaşamanın en tuhaf ve güzel yanı izlediğiniz dizi-film ve reality showlarının hatti hesabı olmaması:D

Neyse efenim ocak ve şubatta favorilerimi paylaşarak kendimi teskin etmeye son vereyim artık,zira konuştukça  batıyorum:D
kitabın adı:Yağmurla Gelen Mutluluk 
kitabın yazarı:Amber I.Johnson
sayfa sayısı:176 sayfa
yayınevi:Yabancı Yayınları
goodreads puanı:4.32
Yağmurla Gelen Mutluluk bahsetmek istediğim ilk kitap..Klasik bir gençlik aşk romanı olduğunu düşünerek ,incecik bir kitap olması hasabiyle başladığım kitap sayesinde otobüste ineceğim durağı kaçırıp kendimi hiç bilmediğim bir mahallede buldum:D O kadar güzel ve içtendi ki son sayfalarında biraz ağlamış olabilirim,içtenlik her zaman çok etkiliyor bünyemi..Sıcacık ,aynı zamanda fedakarlığı anlatan bir aşkı okumak istiyorsanız sanırım doğru kitap bu..Bir filmi izleyebileceğiniz sürede biteceğinden de çok vaktinizi almaması artı bir özellik,içinde gereksiz ,birbirini tekrar eden hiçbir sayfa yoktu.Selvi Boylum Al Yazmalım da Türkan Şoray'ın dediği  'Sevgi emekti.' cümlesini ne güzel ispatlamış bizlere kitap...
kitabın adı:Kazananın Laneti
yazarı:Marie Rutkoski
sayfa sayısı:368
yayınevi:Pegasus Yayınları
goodreads puanı:4.04

Kazananın Laneti kitabından bahsetmeden önce içimi dökeceğim:D
Pegasus Yayınlarına o kadar kızıyorum ki anlatamam!Hepimiz  kitapların altın değerinde olduğunu savunuyoruz zaten de fiyatlarının gram altından hallice olması da biz öğrencileri çok zor duruma sokuyor,listemdeki çoğu kitaba uzaktan bakıp iç çekmek durumunda kalıyorum.Bir kitaba 40 lira verirsem diğerlerini alacak durumum kalmaz,her ne kadar pdfyi elimden geldiğince tercih etmesem de bazıları sanki bu duruma bizi iteliyor.Yakınmam bu kadardı:D Oh rahatladım!Şimdi kitaptan bahsedeyim kısacık.
   Seri olduğunu belirterek ilk kitabının oldukça iyi- hatta beni yerime mıhlayan- bir başlangıcı olduğunu söylemeliyim.Distopya kitaplarını zaten çok fazla seviyorum ama artık yazarlar da türün kitapları da kendilerini tekrar etmeye başladığından çok seçer ve kolay beğenmez oldum,bu da okuduğumdan keyif almamı engelliyor maalesef.Kazananın Laneti'nde ise oluşturulan dünya hem acımasızlığı hem de güzelliği ile soğuk su etkisi yarattı bende.Kitaplarda tuttuğum taraf mutlaka olur ama bunda ''ama o haklı, ama şimdi de o haklı'' derken buldum kendimi çoğu yerde.
   Sınıfların mücadelesini,bir savaşın ve toprağa doymak bilmezliğin orada yaşayanlara neler yapabileceğini en azından roman türünde çok iyi anlatmış,okuduklarımızdan kendimize pay biçmeliyiz,biçmeliyiz ki distopya olarak görülen şeyler dünyanın başına gelmesin.
Kitaba dönecek olursak ayrıcalıklı tabakada yer alan Kestrel'in Arin'le tanışmasıyla başlayan yapıt,aralarındaki ilişkinin şekillenmesi ve sadakatlerini sorgulamalarıyla devam ediyor.Eğer okuyacak heyecanlı,kendinizi unutabileceğinz bir distopya arıyorsanız bu kitabı can-ı gönülden tavsiye ediyorum,serinin diğer kitaplarının çıkması heyecanla bekliyorum.
kitabın adı:Güz Fırtınası
kitabın yazarı:Rita Hunter
sayfa sayısı:584
yayınevi:Yabancı Yayınları
goodreads puanı:4.33

Şubat ayında on günlük bir Rita Hunter okuması yaptım,dört kitabını art arda okudumBu süre zarfında tarihi romans türünde oldukça başarılı bir yazar olduğunu keşfetmek beni oldukça şaşırttı çünkü bu türü sevdiren nadir yazar var bana,okumayı pek sevmediğim ve yıllardır uzak durduğum bir türdü.size Rita Hunter'ın kitaplarından tavsiye edebileceğim ve en çok beğendiğim Yabancı Yayınlarının yayın haklarını aldığı Güz Fırtınası olur.Zira diğerlerine nazaran-yada ben öncelikle bu kitabını okuduğum için- daha etkileyici ve tarihi romans olarak özlemişim dedirtecek yapıt olduğunu düşünüyorum.( fikrimce bir türden üst üste kitap okunarak kendimizi darlamamızın lüzumu yok çünkü ben, uzun bir süre daha tarihi romans okumayı düşünmüyorum:D)
Abertillery Dükü'nün ölüp yerine yenisini alması kızıl saçlı,biraz cadı,lafını esirgemeyen Jane Hammond'un hayatını hiç beklenmedik şekilde değiştirir.Jane'in önyargıları,Alexander'ın tavırları arasında mekik dokuyan  kitabı yer yer kahkaha atarak okuduğum doğrudur:D
Güz Fırtınası ise tüm tarihi romans severlere ve  türden hiç kitap okumamış olanlara naçizane önerimdir.Keyifli okumalar efenim şimdiden:)

  Ocak ayının başında yaptığım kitap alışverişinden ve Ankara Kitap Festivali hakkında da konuşmak istiyorum sizinle.Öncelikle kitap festivallerinde normal internet sitelerinden yada kitapçılarda olduğundan daha fazla indirim olması gerektiğini düşünüyorum zira birçok yayınevini aynı anda bir çatı altından görüp mest olduktan sonra indirimin %20 olduğunu duyduğunuzda tüm sevinciniz kursağınızda kalıyor.Kitapseverlerin de benim gibi aylarca gün saydıktan sonra böyle bir durumla karşı karşıya kalması ve birkaç kitapla oradan ayrılması gerçekten üzücü bir durum.Önemli olan kitap okumayı sevdirmek ve binlerce insanın aynı anda kitaplar arasında koşturması,kitaplar hakkında sohbet ederek vakit geçirmesi olduğunu düşünüyorum,yanlış mı düşünüyorum ,neden kitapları raflardaki zeytinyağları gibi görenlere derdimizi anlatamadığımızı soruyorum sizlere-bunu da Mesajınız Var filminde duyup çok beğendim:D-Ne kadar dolduysam yakına yakına bitiremiyorumbu konuyu:D 

Ankara Festivalinin  sevdiğim yanı Sahaf Festivalinin de içinde yer alması.Bu sene diğer senelere nazaran daha az sahaf gelmiş olsa da-ben festivalin sadece ilk günü gidebildiğim için ilerleyen günlerde daha çoklarının yer aldığını görememiş olma ihtimalim de var tabi-onlarla konuşup sohbet etmek inanılmaz keyifliydi.Özellikle çoğunun kitaplara değer veren,60 basım bir kitabı elime aldığımda yerimde duramamamı anlayan insanlar olması kendimi ait olduğum yerdeymiş gibi hissetmemi sağlıyor.Tozlu bir kitabın kokusunu başka kokuya değişemeyecek kadar çok seviyorum:D
Sahafların olduğu bölümde uzunca bir süre dolaştıktan sonra Altın Kitaplar Yayınevinden topladığım kitaplardan iki tanesini daha buldum.
Vadideki Zambak ilkokulda ve lisede okuduğum,hüzünlendiğim, her seferinde bayıldığım bir eserdi.Uğultulu Tepeler ise listemde dört beş yıldır yer alıyor olsa da bir türlü edinememiştim,-SONUNDA!- çok sevdiğim basımlardan okuma fırsatı yakalayacağım,heyecandan elim ayağım titriyor şu an:D
Çalıkuşu'nu okumayan kaldı mı bilmiyorum,okumayan kaldıysa mutlaka ama mutlaka ennnn kısa zamanda okusun diyorum,şimdiye kadar sevmeyenine rastlamadım.
Kendimi bildim bileli Çalıkuşu'na hayran olan biriyim,dizileri,filmi,tiyatrosu,kitabı..Hepsi ,sanki ilk defa hikayesini okuyormuşum/izliyormuşum gibi her seferinde beni kendine hayran bıraktı.Hele ki tiyatrosuna eğer imkanınız varsa mutlaka gitmenizi tavsiye ediyorum,o kadar güzeldi ki!!Bu sene devlet tiyatrosu bir kere daha sahnelerse yine gitmek istiyorum.
Evet efenim lafa dalmadan önce ne diyordum,evvet çalıkuşunun da eski baskısını bulunca-kaç yılı olduğunu maalesef yanımda olmadığı için buraya yazamıyorum- hemen kaptım.Hatta bir hanımefendi kitabı koyduğum tezgahtan alıp incelemeye başlayınca başına dikilip ''o benimdi aslında!'' demişim ki kendimden çok utandım sonrasında ehehe^-^
Sinekli Bakkal ortaokulda başlayıp devamını getiremediğim bir kitaptı,o zaman ukde kalmıştı zaten içimde,şimdi eski baskısını da bulmuşken almamak olmaz deyip onu da edindim:)
***

Son olarak ocakta yaptığım kitap alışverişini de fotoğraflanmış şekilde buraya koyayım.




İçlerinden şimdilik sadece Bir Sonraki Hayatımız ve Sandık Lekesi'ni okuduğum için onları yorumlayayım;
kitabın adı:Bir Sonraki Hayatımız
kitabın yazarı:Lauren James
sayfa sayısı:360
yayınevi:Yabancı Yayınları
goodreads puanı:3.73
Bir Sonraki Hayatımız aslında ilginçti ama ne çok güzeldi ne de sıkıcı derecede vasattı,tek diyebileceğim reenkarnasyon ilginizi çekiyorsa,bir oturuşta okuyup bitecek bir kitap arıyorsanız Bir Sonraki Hayatımız aradığınız kitap:)Serinin ilk kitabı olması hasabiyle fikrimce ikinci kitabı çıkana kadar bekleyip sonra okuyun,zira can alıcı bir noktada kesilip ee bitti mi şimdi dedirtiyor-ki bu durum beni çileden çıkarır:D-
İkinci kitabının goodreads puanı Bir Sonraki Hayatımız'a göre o denli yüksek ki beklentim de hayliyle olduğundan yükseklere çıktı.Haydi bakalım,pişman olmam umarım..
Katherine ve Matthew asırlar boyunca tekrar doğup,birbirlerine aşık oluyorlar ve trajik bir şekilde ayrılıyorlar.Bu zincirin farklı tarihlerde olan versiyonlarını okuyorsunuz kitap boyunca.Dediğim gibi ilginç bir konusu var serinin:)
Sandık Lekesi'ne ne desem bilemiyorum.Kesinlikle muazzam!!Öykü okumayı çok sevmeyen beni bile-o denli kendine bağladı ki..Birkaç sayfa süren hikayeler nasıl bu denli doyurucu hissettirilir,ne verecekse verip öylece sayfaya bakakalmanıza yol açar,hala anlamıyorum..Sema Kaygusuz şimdiye kadar okuduğum en iyi hikaye yazarlarından..
Öykü severlere,öykü sevmeyenlere kısacası herkese naçizane tavsiyem.Yolda,iş yerinde,ders arasında kolaylıkla bitirebileceğiniz,birbirinden güzel hikayeler barındıran bu kitap fikrimce herkesin listesinde ve kitaplığında olmayı hak ediyor.

 Bu sefer yazdıkça yazdım ,uzun bir post oldu.Sabırla okuyan herkese  teşekkür ediyorum efenim:)
Kendinize iyi bakın,mutlu kalın...





10 yorum:

  1. Günaydın:) Tam da kahveye eşlik edecek bir yazı olmuş. Uğultulu Tepeler'i ben okuyamadım malesef, bitiremedim, tarihi romans türünü de okuma yaşım geçmiş olabilir çünkü isimler bana karmaşık geliyor , aklımda tutmaya uğraşmak da yorucu :) Distopya hakeza. İyi okumalar, güzel baharlar olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mutlu huzurlu günler efenim:) Tarihi romans türünde dediğiniz gibi üst üste okuduğum 4.kitapta isimleri o kadar çok karıştırmaya başladım ki bir zaman sonra sadece olayları takip eder hale geldim:D Distopya tarzı ise çok sevdiğim bir tür olduğun dikkatimin tamamını kitaba yönlendiriyorum okurken,o yüzden bu tür tarihi romansa göre bir nebze daha anlaşılır geliyor:)
      Bugünlerde sizin önerdiğiniz kitaplardan bir liste hazırlamayı düşünüyordum,yorumunuzu görmek beni ayrı mutlu etti:)Güzel günleriniz olsun:)

      Sil
  2. Uzun ama doyurucu bir post:) Vadideki Zambak'ın ben de şu anda anne ve babamın gençliklerinde aldığı baskısını okuyorum, çok güzel :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vadideki Zambak'ı konuşabileceğim ilk kişi olduğunuzu söylesem bilmem şaşırır mısınız:D Eski baskılardaki kelimeler ve onların naifliği esere ayrı bir tat veriyor,değil mi?Keyifli okumalar dilerim,mutlu kalın:)

      Sil
  3. Senin ortamına bayıldığımı söylemiş miydim? Kendini mutluetmeyi bildiğini de düşünüyorum. Fincanların, kupaların, kitapların, sözcüklerin.. Her şeyinle iç açıcısın. ^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Febrisim ben de senin güzel yorumlarını okuyunca bahar geliyor hem yüzüme hem gönlüme:)Teşekkür ediyorum efenim,o sizin teveccühünüz^^

      Sil
  4. blogunuzu izlemeye aldım sizide bloguma beklerim :)

    YanıtlaSil
  5. Selam <3 Blogunu yeni keşfettim takipteyim, bana da beklerim ^^

    YanıtlaSil