Yazmadığım süre boyunca neler yaptım diye düşünüyorum o kadar da çok değişiklik olmadı hayatımda arkadaşlarım,okulum ha bir de yaşadığım şehir değişti o kadar :D Bu özlem nasıl bir duyguymuş her dört yılda bir başa sarıyor bende.İlkokul arkadaşlarından ayrıl,lise arkadaşlarından ayrıl şimdi de hiç tanımadığın insanlarla arkadaş olup olamayacağını düşünmeye başla..Zorlandığı doğrudur,hayırlısı diyorum napalım zorunluluklar..:)
Kitap okudum bol bol,ee yolculukta neler yapılır başlıklı bir yazı yazacak olsak bu listenin başını kitap okumak ve müzik dinlemek çekmez miydi?Bir ay içinde çok fazla-en azından benim bünyeme fazla gelen-yolculuk yaptığımı düşünürsek okuduklarımı paylaşmadan bir post yazabileceğim düşünülemez.
Bu kitabı daha önce okumadığıma inanamıyorum!!Sabahattin Ali'yi de okumadığıma inanamıyorum!!Muhteşem bir kitaptı,nasıl okunmaz,nasıl?!Uzun süre etkisinden çıkamadığım nadir kitaplardan biriydi.Kitabın başkarekterlerinden Madam Puder'in düşünce yapısını kendiminkiyle o kadar özdeşleştirmişim ki kendimi kitapta hayat bulmuş gibi hissetmekten alıkoyamadım:)
Arka kapak yazısı her şeyi anlatıyor aslında:
Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca.Kollarıyla bizi sarar.sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz...
Sabahattin Ali de bu romanın da 'güçlü bir tutkunun resmini çiziyor.Yaşamın uçarılığı ve aşkın olanaksızlığına(?) dair yanıtlanması zor sorular soruyor.'
Okumayan kaldıysa acilen okumasını tavsiye ediyorum:)
''Ah Maria,Niçin seninle bir pencere kenarında oturup konuşamıyoruz?Niçin rüzgarı bir sonbahar akşamında,sessizce yan yana yürüyerek ruhlarımızın konuştuğunu dinleyemiyoruz?Niçin yanımda değilsin?..''
Hayat aslında gözden kaçırdığımız ayrıntılarla dolup taşıyor.Bir kenara ittiğimiz işaretler belki de kendi ''anlamamızı'' götürüyor uzaklara. Bir çobanın küçücük bir düşle yola çıkarak kendini ve Evren'i bulmasını,en önemlisi aşkı tanımasını anlatan bu kitabın neden insanların başucu kitabı olduğunu ancak okuduktan sonra anlayabildim.
Aslında dünya hiçbirimize değersiz gözüyle bakmıyor,kendimizi yine kendimiz düşürüyoruz..
Okumayan kaldı mı bilmiyorum yada sürekli okurum ya bir ara diye erteleyen-ben gibi:D- daha fazla göz ardı edilmemesi gereken bir kitap,keşke kitabı daha önce okumuş olsaydım diyeceğim kitaplardandı bu kitap da.Şimdiden iyi okumalar^^
''Hiç kimse kendi yüreğinin söylediklerinden kaçamaz.Bu nedenle en iyisi onun söylediklerini dinlemek.Böylece,kendisinden beklemediğin bir darbe inmeyecektir kesinlikle sana.''
Sonunda Aynı Yıldızın Altında'yı izlemek nasip oldu bana da!:)Hıçkıra hıçkıra ağlamaktan sonlardaki replikleri kaçırdığım için bir kere daha izlemek zorunda kaldım:D Mükemmel ötesi bir filmdi,kitabını bu kadar güzel uyarlayabilirlerdi ve karakterler ancak bu kadar otururdu;/ Hatırladıkça kötü oluyorum..En güzel kısımlarında biri de yazarın ufacık bir sahnede görünmesiydi.John Green'in başyapıtını bir de böyle görmek mükemmel ötesiydi.
My Lovable Girl dizisinin çok az bölümü yayınlanmasına rağmen beni şimdiden kendisine bağladı,umarım devamı da güzel olur.Konusuna değinecek olursak:
Hyun Wook müzik ajansının başkanıdır ve eski sevgilisi bir kazada kaybetmiştir,bunu üzerinden atamamış sürekli onun yokluğuyla baş etmeye çalışmıştır.Eski kız arkadaşının kardeşinin peşine düşmüştür ki kim olduğunu öğrendiğinde işler hiç tahmin edilmeyecek şekilde değişecektir.
Müzik ve romantik konulu diziler söz konusu oldu mu kendime engel olamadığım bir gerçek evet:))
Canı sıkılan,'Ya bir dizi olsa da izlesek' diyenler bence hemen başlasınlar,aman dikkat edin hemen bitirivermeyin sonra ben gibi kederli kederli yeni bölümleri beklersiniz..
(Spoilerden kaçınmaya çalıştım, verdiysem affola:D)
Bu sevimli kediyle posta son verirken bu kadar beklettiğim için hepinizden özür diliyorum.kendinize iyi bakın,mutlu kalın:)