1 Ağustos 2012 Çarşamba


     gökyüzü baktı tekrar nehire.yine kendini gördü onda.damla damla düştü gözyaşları toprağa.ve yeryüzünde küçük bir kız çocuğu avucunu havaya kaldırıp:
-anne yağmur yağıyor,dedi.anne gülümsedi çocuğuna.
-bulutlar ağlıyor bu ayrılığa...

20 Temmuz 2012 Cuma

   ne güzel bir gün...iki-üç gündür nedenini bilmediğim bir sıkıntı vardı içimde.bugün biraz geçmiş gibi rahatlamış hissediyorum.
   bir de artık izlemek için dizi bulamıyordum.bugün love rain dizisine başladım.(tabi içimdeki bu sıkıntı ders çalışmam gerektiği halde çalışamadığım için olabilir emin değilim:))

mutluyum,mutluyum,mutluyum...




13 Temmuz 2012 Cuma



              


                                      NELER OLUYOR?


      internette boş boş dolaşırken bir film repliğine rastladım.gerçekten etkileyiciydi..ne kadar toy olduğumu ve şu dünyada neler de biliyorum diye böbürlenirken aslında her şeyin daha yeni başladığını anladım.replik şöyle:

- Ne oldu orda?
- Gencin biri işte..
- Seni tanıdığını mı sanmış?
- Hayır, beni sevdiğini sanmış... 
(Reconstruction / Yeniden Sev Beni filmi)

    işte böyleydi bizim sevgilerimiz.bir bakardınız koskocaman bir dünya barındırırdık içimizde,bir de bakardınız dünyanın en sefil adamına dönüşürdük.yerden yere vurmayı severdik kendimizi,göklere çıkarmayı da...hiç emin olamadık duygularımızdan.gerçek aşkı bilmeden aşkı yaşıyoruz zannettik.kıskançlık kelimesini yaşayamadan sözlüklerden öğrenmeye çalıştık.neden bu kadar acemiydik kendimiz bile anlamadık...

kendimizden bahsetmesini isterdik insanların,bahsettiklerinde yalancı bir masumiyet takınır daha da çok bahsetsinler diye susturmaya çalışırdık.ne köprü kullanmayı yeğlerdik ne de dünyanın bizi sürüklemesini izin verirdik.hem ikilemde hep araftaydık...araftan çıkmamız gereken zamanda daha çok korktuk olacaklardan.kesin bir yol var zannettik önümüzde tökezleyince şaşırdık...

 ne hep mutlu olmayı göze aldık,ne ağlamayı.mutlu olduğumuzda bir anda üzgün olmayı özlesek de bunu kendimize bile itiraf etmekten çekindik.bir şeyler düzgün gittiğinde şüphelendik.acaba bundan sonra nasıl korkunç bir şey olacak diye düşündük nedensiz.

ne dünyada olabildik ne de tam dışında.öylece asılı kaldık arafta...işte buna büyümek dedik biz...sözlüklere böyle geçti bu..hep böyle anıldı asırlarca.bu yüzden çocuklar bu isme layık görünmedi.onlar bir şey istediklerinde ısrarcıydılar ne olursa olsun vazgeçmezlerdi.nefesleri kesilene kadar ağladıklarında annelerinin istediklerini vereceğini bilirlerdi.onlar  büyümeyi adım attıklarında,ebebeynlerinin ilk kavgasına şahit olduklarında,formalarını giydiklerinde,morotona benzeyen sınavlara hazırlanmaya başladıklarında ve ilk kez kalpleri kırıldığında anlayabileceklerdi. onlar da büyümenin o kadar muhteşem olmadığını ve yetişkinlerin neden çocuk kalmak istediğini her şeyi yaşayınca fark edeceklerdi.

ondan sonra bizler onlara tek tek ''aramıza hoşgeldin çocuk.'diyecektik.filmin bitişinde 'THE END' yazacaktı ve yorucu hayatımıza geri dönecektik...
                                                                 *     *      *